MESAFE
MESAFE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SERDAR ORTACLA HAYAT GUZEL


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

bir kiz vardi

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1bir kiz vardi Empty bir kiz vardi Paz Ağus. 15, 2010 12:28 pm

Ruzgar

Ruzgar
Süper Moderatör
Süper Moderatör

Bir kız vardı adı Hatice, Emine ya da Ayşe ne fark eder.Zincidere soğuk. Erciyes dumanlı ve başı çat ayazı. Hüff desen adamın içinde buz damlaları çöreklenir.

İşte öyle bir gündü. Şubat ayı, zemheri.

Burada öğretmenlerin, mühendislerin anadan üryan soyulup pas pas edildiğinden de bahsetmeyeceğim.

Talas'ın üstünde bir hapishane vardı, üç katlı. En alt katı "misafirhane"

"Misafirhane" dediğimiz an normal hayatda adamın içi ısınır.

Bu "Misafirhane" başka misafirhane.

Cehenem kapısı

Hoşgeldin safası.

İşte öyle bir yer.

Anlatılmaz..

Bir gün bahçede spordayız. Kar yarım metre.Soğuk kılıçtan keskin. Burun deliklerimizde buzdan kuleler var.Yat, kalk, sürün..

Gayet normal..Sorun yok.

Sorun spor alanının yanında ki hücreler.

Hücrenin birinden çığlık geliyor. Bir bayan çığlığı.

Sesi taze on dokuz, yirmi...Bilemedin yirmi üç...

Hücrenin içine su dökülmüş olmalı ki ayak şıpırtıları, daha doğrusu "Dans" sesleri geliyor.

"Dans" işkenceye alınan tutuklunun ayak tabanlarına kan oturmaması için yapılan uygulama. Yani suyun içinde şişler ininceye kadar zıplaması.

İyi ama zıplayacak güç kalmamışsa ki zaten kalmaz.

Olmaz ! Zıpla laaan !"

"Tamam, zıplıyorum "

"Lan daha iyi zıpla.Yoksa !"

"Yoksa taş....rını kerpetenle sıkarım valla"



İyi ama bu sefer ki bayan..

"Olsun...Onunda mem...lerini "



Yaparlar mı ?

Yaparlar yaparlar..



Bir kız vardı; belki bir öğrenci ya da hemşire.

Bir kağıt parçası vardı cebinde.

"Tüm sağlıkçılar örgütlenin" yazıyordu

Suçu buydu.





İşkencede

Gözler kalın siyah bir bez ile sıkıca bağlanır. Hiç kimseyi göremezsin.Gördüğün an işkence ikiye katlanır.

O siyah bez günlerce , aylarca senin görmeyen gözündür. Çözseler acaba niye çözdüler diye düşünceye dalarsın.

İşte öylesine meret bir şey.

Tek umudun vardır. Tek bir umut.. O da sessizce acısız bir ölüm özlersin.

İşkencelerde acısız ölüm mü olur be !



Yine o ayak sesleri..

Adamın iliklerine kadar işleyen soğuğun yerini sıcak bir köz alıyor. Beynimizin sıcaklığı tüm bedenimizi kaplıyor.

Yanıyorum!

Tanrım ! Kulaklarımı toprağa değin tıka.! Tıka ki feryat figan yalvarış seslerini duymamalıyım"

Hayır..

Duyuyorum..Duyuyoruz.

O bayan çığlık çığlığa bağırıyor.

"Ne olur canımı alın ! Beni öldürün!"

ve karşıdan yanıtı

"Hah hah ha !"



Tanrım, insanı neden yarattın ? Madem ki insanı yarattın o sırtlanları içimize niye saldın ?"

O kızın haykırışını erciyes duyar mı ?

Erciyes bugün neden çok soğuk ve suskun ?



Bir kız vardı; adı Ayşe ya da Emine...Her sabah işkence de "Erciyes ! "diye bağırırdı. "Erciyes ! Sen ki ulu bir dağsın. Otlaklarında, meralarında çobanlar yanık türküler söyler. Erciyes bana da bir türkü söyle ! İçinde yangınlar,... içinde sevdalar...içinde insanlık olsun ! Şu küçük canımı al ! Sonum ak duvaklı ölüm olsun !"



Erciyes hep sustu.

Konuş dedikçe sustu.



Erciyes bir gün konuşur mu ?

Kimbilir...

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz