Her günkü sıradanlıkla çıktı yola. İşine gidiyorduemek verip karşılığını almaya. Hay aksi! servisi kaçırmıştı. Koşar adımlarla durağa doğru ilerledi. Telefonu çaldıdurdu 'EFENDİM'ses yok. Hergün gelen o sessiz telefon yine aynı saatte göstermişti gizemini. Şaşkındı; ilk seferindeki gibi ama birazda sıradanlaşmıştıher sabah yudumladığı çayı gibi. Hay aksi! Otobüste gitti. Yağmur tüm hırçınlığını sergiliyordu. Geriye döndü ilerledi birkaç adım. Evine dönecekiş yerini arayıp mazeretini belirtecekti. Birden aklına sahile inmek geldi. Çok severdi yağmurda denizin o coşkun halini seyretmeyi. Oturdu bankao hayran olduğu mavinin tam karşısına. Bir hayal geldi gözlerinin önüne....'RÜYA'...bugün onun doğum günüydü. Belkide bile bile gecikmişti işe. Bile bile ertelemişti o günü. Çok güzeldi; sanki deniz en güzel mavisini vermişti onun gözlerine. Kömür karası upuzun ipek saçları... Kiraz dudaklarıgilden rengini çalmıs yanakları. Sevmişti; ölümüne. Yaklaşık 4 yıl önceydi. Çok mutlulardı ve mükemmeldi herşey. Kıyamazdı o deniz mavisi gözleri olan kıza. İncitirse kat kat fazla yanardı canı. Hep doğacak çocuklarını hayal ederlerdi. En az üç çocuk isterdi her ikiside. Uzun süren beraberliklerini evliliğe taşıma kararı almışlardı. Düğün günü gelmiş çatmıştı. Sabah 5'te açtı gözlerini; ilk işi RÜYA'yı aramak oldu. Kapalıydı telefonu telesekreter çıktı mesajını bıraktı 'AŞKIM BEN KALKTIM SİZE GELİYORUM'.... Bİr taksiye atladı ve soluğu RüYa'nın evinde aldı. Kapıyı annesi açtı ağlıyordu. hem şaşkın hem korkak hem de merak dolu bir ifadeyle sordu ne olduğunu. Yoksa sevdiğine birşey mi olmuştu ? Annesi toparladı kendini 'oğlum bu iş olmayacak. Bizim kız vazgeçmiş. Dün gece yurt dışına teyzesinin yanına gitti. Kusura bakma!. 'tek kelime edemedi hayatının en ağır tokadını yemişti. Her zaman buluştukları o sahil kenarına gitti. Dalgalara bakıp isyan etti. Bu kadar mıydı sevgisi bu kadar basit miydi?! Madem sevmiyordu neden bunca yıl kandırmıştı onu. Oynamıştı hisleriyle hayalleriyle ağladı ağzına almadığı küfürleri etti hıçkıra hıçkıra bağırdı çağırdı lanetler okudu adına. Döndü ana kucağına koydu başını dizine dinmişti gözyaşları. Kin almıştı acısının yerini. 'anne bıraktı beni terk edip gitti'... Aradan birkaç ay geçti. İçindeki kin gün geçtikce sarıyordu yüreğini. Birgün işten geldi ve annesine mahalledeki o yetim kızla evlenmek istediğini söyledi. İntikam alacaktı aklı sıra. Mutlaka duyacaktı evlendiğini yanacaktı yüreği onun yandığı gibi. 2 yaşında bir bebeği var şimdi aşık olmasada saygı duyduğu bir eşi. Kalktı birden o hayalini kurduğu güzel kız bir şeytana benzemişti. Tam sahilden ayrılacakken; ufak çocuk bir mektup uzattı. Bu ne ? Kimsin ? demesine fırsat vermeden koşarak uzaklaştı çocuk. Oturdu tekrar banka okumaya başladı o gizemli satırları. 'eyy ebedi ve tek sevdiğim adam!! Biliyorum bunu sana açıklamak için çok geç artık ama mektubun sonunda aslında tam zamanı olduğunu anlayacaksın. Hatırlarsın sağlık sorunlarım yüzünden sık sık doktora giderdim ve düğünümüzden 1 hafta öncede rahim kanseri olduğumu öğrendim. 1 hafta içinde gitmediğim doktor kalmadı. Hep aynı hain sonuç 'üzgünüz hastalık çok ilerlemiş... 'son güne kadar düşündüm. Sana bunu nasıl yapardım ki. Kac ay ömrü kaldığı bile belirsiz olan bana nasıl bağlayabilirdim ki o hayat dolu seni. %10 iyileşme ihtimali bile olmayan ben nasıl yapardım bunu sana. Üstelik iyileşsem bile sana bebek veremeyecektim senin çocuklarına anne olamayacaktım. Bu yüzden kaçtım senden. AFFET bugün doğum günüm; unutmadın ve hep buluştuğumuz yerdesin şimdi. Ama belkide nefretini kusmak için burdasın bense senin kokundan bir parçada olsa duyabilmek için aklıma gelmişken bu sabah yine her zamanki saatte aradım seni. Sanırım geç kalmışım. Bebeğinin o hergün duyduğum gülüşünü duyamadım iyi bak ona ve eşine. Ben seni son birkez gördüm. Seninde beni görmeni çok isterdim inan ama kanser tüketti beni.. O ipek saçlarım yok artık. Gözlerim mavisini yitirdi. Kaç yıldır yiyor beni; ne öldürdü ne güldürdü. Sen dalgaları izlerken ben bu satırları yazıyorum sana. Boşuna bakma etrafına. Sen okurken ben izlediğin o dalgaların koynunda olacağım. Seni sevdiğimi sakın unutma emi ve senden son dileğim; bir kızın olursa adını 'RÜYA' koy. En azından adım yaşasın seninle dilerim hep mutlu kal ebedi sevdiğim....
MESAFE