ölüm var
bundan beş yıl öncesiydi ben nişanlıydım.tabi her şey çok güzel yeni eşyalar alışverişler sevdiğim insanla evlenme arefesindeyim aklım iki karış havada laylay lom bir şekilde geziyordum.bir gece sabaha karşı rüyamda beni annem yatırmış bir yere yıkıyor bir taraftanda ağıtlar yakıyor ben nolduğunun farkında değilim kızıyorum napıyosun anne diyorum saçmalama ben kendim yıkanırım diye fırça atıyorum.ama annem beni duymuyor.sonrasında beni uzunca beyaz bir bez parçasına sarıyorlar ve ben ozaman öldüğümü anlıyorum.ben hayatımda bir cenaze nasıl yıkanır nasıl kefenlenir hiç görmemiştim.daha sonra beni tabuta koyuyorlar ve cenaze namazımı kılmak için saf tutuyorlar.hayatımın en önemli üç erkeği ön safta duruyordu.babam dayım ve nişanlım ağlıyorlardı.ben ölmedim ağlamayın diyordum duymuyorlardı.namazıda kılmışlardı sıra defnetmeye gelmişti.mezarın başına geldik aldılar beni tabuttan sağ tarafıma doğru koydular toprağa.o anı hissettim toprağa konulduğumu cidden sırtımın yere geldiğini hissettim ve eyvaah ben gerçekten ölmüşüm dedim.korkulukları dizmeye başladılar ayak ucumdan başıma doğru ben hiç cenaze defni görmemiştim rüyamda öğrendim korkuluk isimli tahtaların varlığını.son tahtayı bulamamışlardı sevindim açık kalacak zanneddim buldular ve onuda kapattılar.toprağı attıkça ışıktan eser kalmadı.karardı herşey herkes birer birer gitti yanımdan.ben karanlıkta yalnız kalmıştımki sabah ezanıyla ben ölmedim diye çığlıklarla uyandım annem babam yatıştıramıyorlardı bakın ben ölmedim gömmeyin beni diyordum.ben yaşıyorum diyordum.üç gün göğsüm ağrımıştı konuşamamıştım.Allah(c.c) bana ders vermişti.ölümde var demişti.şimdi her cenaze görüşümde benim rüyamda çektiğim o inanılmaz tarifsiz sıkıntıyı onlarada çekicekler şimdi diye onlar için üzülüyorum.