Sonbahar kokan sevgilim,
Seni düşünürken , kaybolmuşum gözlerinde,kimbilir kaç dakikadır dalmış seni düşünüyorum...
Ellerimde 10 Kasım için hazırladığım siyah kurdeleler var, yarın yas tutmak için kalbime asacağım, yas demişken atamız öldüğü için, dünya için bir şey yapmadığım ve sen beni sevmediğin için hepsini kastediyorum...
Şu halime bak Sevgilim ! küçük bir fare gibi odadan odaya, pencereden pencereye koşup sessizce dışarı bakıyorum. el alemin düzgün çekilmemiş perdelerinin arkasında mutlu karakterler yaratıyor onlara mutlu sonlar yazıyorum.. Hayal ediyorum senle 'ben'i mutluyuz, birlikteyiz..
Sonra bunların asla olamayacağını düşünüp, aylardır bozuk olan moralimi tekrar tekrar bozuyorum, hiç kimse düzeltmesin diye...
Birden bir ses duyuyorum, beklediğim an gelip çatıyor, Atatürk karşımda usulca konuşuyor :
' Oğuzcan ! Çok değişmişsin geçen 9 kasıma göre, saçlarını mı kestirdin ? Hiç yakışmamış,Ne oldu sana böyle neden moralin bozuk ?
-Bir kız var Atam, çok seviyorum, ama söyleyemiyorum, beni sevmiyor galiba !
' Bir kız için demek tüm bunlar, daha önemli şeyler var hayatta çocuk ! verdiğin sözleri ne çabuk unuttun ? bir senede neler yaptın ? Kısa filmini çektin mi ? Yazılar yazıp dünyayı değiştirecektin ne oldu hayallerine çocuk! Verdiğin sözleri ne çabuk unuttun ? Sana güvenmiştim ben çocuk ! Sen farklıydın hala farklısın, kendine gel verdiğin sözleri tut, hayatını değiştir, dünyayı değiştir !
' O kızı çok mu seviyorsun çocuk !
-Evet çok seviyorum...
' Hemen ağlama , benide ağlatacaksın, Gitmeliyim artık... o kıza sevdiğini söyle çocuk ! Sevdiğini söyle ! Beni unutma !
Seni düşünürken , kaybolmuşum gözlerinde,kimbilir kaç dakikadır dalmış seni düşünüyorum...
Ellerimde 10 Kasım için hazırladığım siyah kurdeleler var, yarın yas tutmak için kalbime asacağım, yas demişken atamız öldüğü için, dünya için bir şey yapmadığım ve sen beni sevmediğin için hepsini kastediyorum...
Şu halime bak Sevgilim ! küçük bir fare gibi odadan odaya, pencereden pencereye koşup sessizce dışarı bakıyorum. el alemin düzgün çekilmemiş perdelerinin arkasında mutlu karakterler yaratıyor onlara mutlu sonlar yazıyorum.. Hayal ediyorum senle 'ben'i mutluyuz, birlikteyiz..
Sonra bunların asla olamayacağını düşünüp, aylardır bozuk olan moralimi tekrar tekrar bozuyorum, hiç kimse düzeltmesin diye...
Birden bir ses duyuyorum, beklediğim an gelip çatıyor, Atatürk karşımda usulca konuşuyor :
' Oğuzcan ! Çok değişmişsin geçen 9 kasıma göre, saçlarını mı kestirdin ? Hiç yakışmamış,Ne oldu sana böyle neden moralin bozuk ?
-Bir kız var Atam, çok seviyorum, ama söyleyemiyorum, beni sevmiyor galiba !
' Bir kız için demek tüm bunlar, daha önemli şeyler var hayatta çocuk ! verdiğin sözleri ne çabuk unuttun ? bir senede neler yaptın ? Kısa filmini çektin mi ? Yazılar yazıp dünyayı değiştirecektin ne oldu hayallerine çocuk! Verdiğin sözleri ne çabuk unuttun ? Sana güvenmiştim ben çocuk ! Sen farklıydın hala farklısın, kendine gel verdiğin sözleri tut, hayatını değiştir, dünyayı değiştir !
' O kızı çok mu seviyorsun çocuk !
-Evet çok seviyorum...
' Hemen ağlama , benide ağlatacaksın, Gitmeliyim artık... o kıza sevdiğini söyle çocuk ! Sevdiğini söyle ! Beni unutma !