Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.)
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibâdet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.)
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.)
(Allah buyuruyor ki, “söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana, azap etmem, onu sorgu suâle çekmeden cennete koyarım”)
(Namaz dinin direğidir, terkeden dinini yıkmış olur.)
(Namaz kılan, Kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.)
(Namaz kılmayan, Kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.)
(Namazı kasten bırakanın ibâdetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.)
Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
(Namaz kılmak ve diğer ibâdetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur’an-ı kerimde, (İman ve ibâdet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır.)
Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allahın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere koşar, cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor.
Bütün ibâdetler içinde en faziletlisi namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve cehennemden kurtarıcıdır.)
(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.)
(Namazın farz olduğuna inanıp huşu içinde, eksiksiz kılan Cennete gider)
(Allah, beş vakit namazı farz kıldı, eksiksiz eda edeni Cennete koyacağına söz verdi. Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, buna dilerse azab eder, dilerse Cennete koyar.)
(Müslüman, namaz kılarken günahları başı üzerine konur. Her secde ettiğinde başından dökülür. Namazı bitirince hiç bir günahı kalmaz.)
(Her namaz vakti gelince, melekler, “Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hasıl olan ateşi namaz kılarak söndürün!” derler.)
Cemaatle namaz kılmak dinimizin alameti olan önemli bir sünnettir. Özürsüz terketmek asla caiz değildir. Bilhassa yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak daha önemlidir. Hadis-i şerifte, (Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibâdetle geçirmiş sayılır.) buyuruldu.
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibâdet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.)
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.)
(Allah buyuruyor ki, “söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana, azap etmem, onu sorgu suâle çekmeden cennete koyarım”)
(Namaz dinin direğidir, terkeden dinini yıkmış olur.)
(Namaz kılan, Kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.)
(Namaz kılmayan, Kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.)
(Namazı kasten bırakanın ibâdetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.)
Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
(Namaz kılmak ve diğer ibâdetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur’an-ı kerimde, (İman ve ibâdet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır.)
Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allahın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere koşar, cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor.
Bütün ibâdetler içinde en faziletlisi namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve cehennemden kurtarıcıdır.)
(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.)
(Namazın farz olduğuna inanıp huşu içinde, eksiksiz kılan Cennete gider)
(Allah, beş vakit namazı farz kıldı, eksiksiz eda edeni Cennete koyacağına söz verdi. Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, buna dilerse azab eder, dilerse Cennete koyar.)
(Müslüman, namaz kılarken günahları başı üzerine konur. Her secde ettiğinde başından dökülür. Namazı bitirince hiç bir günahı kalmaz.)
(Her namaz vakti gelince, melekler, “Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hasıl olan ateşi namaz kılarak söndürün!” derler.)
Cemaatle namaz kılmak dinimizin alameti olan önemli bir sünnettir. Özürsüz terketmek asla caiz değildir. Bilhassa yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak daha önemlidir. Hadis-i şerifte, (Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibâdetle geçirmiş sayılır.) buyuruldu.